İnsanın kendi hikayesini yazmasının zamanı artık,
Her gün aynı çehrede son noktayı koyan sözlerdir
beklentiler.
Anlatılmak istenenden öte,
algılandığı gibi dışa vurmaktır.
Farklı gösterilmek istensede , hep aynı gözler.
İki parçadır insan.
İstediği gibi görünür.
Bazen dost
bazen sevgilidir.
Zaman zaman karışan, akılları karıştıran
çözümü zor bulmaca gibidir.
Bu mevsimde göçmen kuşlardır işi zor olan.
Katar olmuş sevgileri taşırlar
kanatlarda yarım yareler
kanatlarda eksik ezgiler.
Gönül dağarcığın da ise tek kişi esirdir.
Berisinde kaybolmaya yüz tutmuş,
hüzün ve özlemler, kabullenilmesi istenen
İstenmeden yaşanan gerçekler.
Gerçekler…
Yüreğimin
Yarısı Gece
Yarısı Gündüz.
Hezeyanlar var geçmişde.
Anlatmak istediğim silik yüzler değil,
aksini göstermeyen fotoğraflar gölgede.
Neler yaşanmışdı, neler kazanıldı.
Hep gizlemek, görmezden gelmek bu
gönlümüzün taçsız sahnesinde kaybedilenler belki de.
Kimilerin cebi doyasıya hatıralarla doludur.
Söyle dersin, nutku tutulur.
Dökülmez dudaklarından kelimeler,
söylenmez olur ,
Hayatın ibriğinden pervazsızca doldurulan değilmidir?
Sevgide naz, sevinçde az hüzünler yaşanan ceplerde.
Kimileri de atar oltasını
gönlünden mevsimlere.
Rastgele yareler bulaşır
korkulu titreyen ellerine.
Bir kez dokunsam gözlerine,
Sağanak olur akarsın gönlüme.
Bir kez görsem ellerini,
sararım belini, saatler boyu geceyi örtercesine.
Düşkünüm işte!
Sürü’ dür Sevgiler,
Sürüp gider işte!.
Yüreğimin Yarısı Kış,
Yarısı Bahar,
Sensizliğin özleminde.
Nisan 2000